İBRAHİM AKKURT

İbrahim Akkurt

Hasta Adam Algısını Mimariyle Değiştirdi

İlker Nuri Öztürk - Yeni Şafak - 23/12/2018 Pazar

 

Yaptırdığı ve ihya ettiği eserlerle İstanbul’un gelişimine katkı sağlayan Sultan II. Abdülhamid’in eserleri restorasyon çalışmaları sonrası kullanılmaya devam ediyor. Sultan’ın İstanbul’a yaptığı dokunuşların hasta adam algısını değiştirdiğine değinen Tarihçi İbrahim Akkurt, “İstanbul’u bir marka şehir haline getirme sevdası Avrupa’da ilgiyle takip ediliyordu. Avrupa’dan birçok mimar, şehir plancısı İstanbul’daki gelişmeyi takip ediyordu. II. Abdülhamid Han basın yoluyla da Avrupa’yı etkilemeyi biliyordu” diyor.

 

Sultan II. Abdülhamid’in İstanbul’da emek verdiği yapılar Tarihçi İbrahim Akkurt tarafından “İstanbul’un 100 Sultan II. Abdülhamid Eseri” adıyla bir araya getirildi. II. Abdülhamid’in genelde siyasi yönüyle anıldığına değinen Akkurt, Sultan’ın mimari, sosyal ve kültürel hayata katkılarını, projelerini, eserlerini, faaliyetlerini, inşa ve imar ettirdiği eserlerini kitapta bir araya getiriyor. İBB Kültür AŞ Yayınları arasından çıkan kitap on yıllık bir çalışmanın ürünü. İstanbul Tarih ve Kültür Derneği’nin de Başkanlığını yapan Akkurt ile eserler üzerinden bir devri ve II. Abdülhamid’i konuştuk.

 

Bu çalışma için neden ve nasıl yola çıktınız?

Bilindiği gibi Peyami Safa’nın Kızıl Sultan, Nihal Atsız’ın Gök Sultan ve Necip Fazıl’ın Ulu Hakan yakıştırmaları var. Tarihimize bakıldığında Sultan II.Abdülhamid, İdeolojilere kurban gitmiş bir liderdi. Akademik camianın mayınlı arazi olarak gördüğü Abdülhamid dönemi, özellikle son 20 yılda farklı yönleriyle araştırılmaya başlandı. Onunla ilgili sadece hamasi olarak siyasi yönü değil, yaptığı eserler, getirdiği yenilikler görülmeye başlandı. Ben de bu konuya katkı sunmak istedim. Onun açtırmış olduğu İstanbul Üniversitesinde okuyan, tesis ettirdiği Hamidiye suyundan içen, yaptırdığı Hamidiye Etfal Hastanesinde tedavi olan, inşa ettirdiği Yıldız Hamidiye Camii de ibadet eden bir evladı olarak, O'na olan vefa duygumun tezahürünü bu kitabı yazarak göstermek istedim. Örneğin bir İslâm halifesinin sarayında tiyatro oynattığını çoğu kişi belki de bu kitap sayesinde öğrenecek.

 

HEM ESTETİK HEM İŞLEVSEL BAKIŞ

İstanbul, Abdülhamid Han için ne ifade ediyordu?

Sadece Sultan İkinci Abdülhamid değil, bütün Osmanlı padişahları İstanbul'u devletin aynası ve vitrini olarak görmüşlerdir. İstanbul ne kadar güçlü olursa devlet de dünyada o kadar kuvvetli ve ihtişamlı görünecekti. Tahta çıktığında ilk iş olarak İstanbul’la ilgili raporlar aldı. Fransa’yı ve Avrupa’yı görmüş Paris Elçisi Salih Münir Paşa’ya rapor hazırlatıyor, İstanbul’u dünyanın marka şehirleri arasına nasıl dahil ederiz diyerek, gelişmiş şehirlerle kıyaslıyor. İtfaiye teşkilatını kuruyor, kandil kullanılan yolları hava gazıyla aydınlatıyor. Rıhtım ve İskeleler yaptırarak şehir içi ulaşımda deniz taşımacılığını da hayata geçiriyor.

 

Başka hangi çalışmalar yapılıyor?

İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için Dersaadet, Üsküdar ve Hamidiye Su tesisleriyle birlikte 133 adet Hamidiye Çeşmesi yaptırmış, çeşitli alanlarda fabrikalar açmış, eğitim konusunda yenilikler yapmış, güzel sanatlar ve ticaret mektebi, ilk devlet kütüphanesi olan Bayezid Devlet Kütüphanesini kurmuş, saat kuleleri yaptırmış, postane, arkeoloji müzesi, askeri, sivil ve çocuk hastaneleri açmıştır. Günümüzde İnsani ve diplomatik bir deha olarak farklı yönleriyle varlığını devam ettirmektedir.

 

Bu gelişmeler Osmanlı’ya “Hasta Adam” diyen ülkelere nasıl bir mesaj verdi?

-İstanbul’a yapmış olduğu sihirli dokunuşla tüm Osmanlı halkına psikolojik anlamda bir katkı sağladığını düşünmekteydi. Çünkü, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sonrası Balkanlardan gelen muhacirlerle İstanbul halkı yeniklik ve ezilmişlik psikolojisine sahipti. Yapılan icraatlarla elde edilen bu psikolojik üstünlük, İstanbul’u bir marka şehir haline getirme sevdası Avrupa’da ilgiyle takip ediliyordu. Avrupa’dan birçok mimar, şehir plancısı İstanbul’daki gelişmeyi takip ediyordu. II. Abdülhamid Han basın yoluyla da Avrupa’yı etkilemeyi biliyordu. Kuduz aşısını bulan Pasteur’e maddi yardımda bulunmuş ve bir ilim heyeti göndererek kendisini İstanbul’a davet etmiştir. Almanya’dan sonra dünyanın ikinci, Osmanlı’nın ilk çocuk hastanesini Hamidiye Etfal Hastahanesi ismiyle açtırmıştır.

 

SİYASİ HAKSIZLIĞA UĞRADI

Sultan hangi isimlerle çalışmıştır?

İtalyan mimar Raimondo D'Aronco, Fossati Kardeşler, Balyan Ailesi, Alexander Valluary, yine son dönemlerinde Mimar Kemaleddin, Mimar Vedat Bey ile çalıştığını biliyoruz. Bu yabancı isimler bize gösteriyor ki II. Abdülhamid Han hiç de söylendiği gibi içe kapanık değildi. Saltanatı döneminde her alanda İşi ehline teslim etmiştir.

 

Eserlerinde estetik bir kaygı da söz konusu. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Bilindiği gibi her padişahın bir uğraş alanı vardır. Marangoz olan II. Abdülhamid Han, yaptırdığı eserlere sanatçı gözüyle estetik açıdan da dikkat etmiştir. Yıldız Hamidiye Camii avlusunda dünyanın en kıymetli döküm şaheserlerinden birisi olan saka çeşmesi, II.Abdülhamid Han tarafından marangozhanede ilk önce ahşap olarak yapılmıştır. Daha sonra dünyaca ünlü val d’Osne firmasına döküm olarak siparişini verdirmiş ve İstanbulun muhtelif bölgelerine bu çeşmeleri koydurarak Hamidiye Suyu ücretsiz olarak bu çeşmelerden dağıtılmıştır. Diğer taraftan II. Abdülhamid Han bir yapıya sadece estetik olarak değil işlevsel açıdan da bakmıştır. Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi’nde minare olarak kullanılan saat kulesi de bu bakışa örnektir.

 

Yapılara baktığımızda her anlamda insana kıymet verdiğini görüyoruz.

Evet, devlet için sembol olan şahsiyetlere özellikle sahip çıkmıştır. Gazi Osman Paşa, Çerkes Hasan, Şeyhülislam Üryanizade Ahmed Esad Efendi’nin türbelerini yaptırmıştır. Abdülaziz döneminde darbeciler tarafından idam edilen Çerkes Hasan’ın türbesini yaptırarak ona iade-i itibar sağlamıştır. Tarihine ve değerlerine elinden geldiğince sahip çıkmıştır.

 

Sultan’a karşı yapılan olumsuz eleştiriler için ne söylemek istersiniz?

Yıldız Sarayı bir dönem gazinoya çevrilmişti. Kimi eserlerinden tuğrası sökülmüş, kimisinden ismi kazınmış, kimisinden de kayıtlar değiştirilmiştir. Osmanlı bu ülkede ne yaptı ki? diyenlere, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın ismini silmek isteyenlere en güzel cevabı bu eseri kaleme alarak verdiğimi düşünüyorum. Cumhuriyeti kuran kadro, onun döneminde açılan okullarda eğitilmiştir. Milli mücadele zaferi Abdülhamid Ruhuyla kazanılmıştır. Dünyanın neresinde bir yenilik ve gelişmişlik olduğunu öğrenmişse onu kendi memleketinde tatbik ettirmiştir. 962 albüm ve 38.599 fotoğraftan oluşan Yıldız Fotoğraf Albümü bunun en bariz örneğidir. Sultan’ın Yıldız Fotoğraf Albümü ve bu alandaki merakı olmasaydı, İstanbul'daki eserlerin eski halleri hakkında bu kadar kesin bilgiye belki de sahip olamayacaktık. Son dönemde yazılan kitaplar, yapılan dizilerin etkisiyle II. Abdülhamid Han hakkıyla anlaşılmaya başlandı.

 

II. Abdülhamid Han için en kıymetli eser hangisi?

Kendisine düzenlenen bir Çırağan Baskını Olayı var. Bu olaydan sonra ömrünün büyük kısmı Yıldız Sarayı’nda geçiyor. Her Cuma Namazı’nda çok sevdiği milletiyle buluştuğu Yıldız Hamidiye Camii, kendisi için en çok önem arz eden yapılardan biridir.

 

Millet Bahçelerini Osmanlı Coğrafyasına yayan Sultan İkinci Abdülhamid Han’dır.

 

Abdülhamid Han’ın bugünlerde bir bir hayata geçen projeleri hangileri?

Marmaray’ı biliyoruz, projesi o dönemde çizilmiştir. Millet Bahçeleri’nin ilk örnekleri bu dönemde açılıyor. Kağıthane, Beykoz başta olmak üzere birçok mesire yeri oluşturarak halkın rahat teneffüs etmesini sağlamıştır. Emirgan, Fener, Tepebaşı, Bakırköy ve Beşiktaş'ta millet bahçeleri açtırmıştır. Abdülaziz döneminde başlayan Millet Bahçeleri Projesini Konya, Yafa, Kayseri gibi şehirlerde de uygulayarak Osmanlı Coğrafyasının tamamına yaymıştır. Ayrıca modern Paris’i dizayn eden Bouvard isimli şehir plancısına İstanbul ile ilgili projeler çizdiriyor. Salih Münir Paşa'ya hazırlatılan Yıldız Sarayı’na Demiryolu Projesi, Sultan İkinci Abdülhamid döneminde İstanbul’a vizyon kazandırmayı hedefleyen projelerdir. Bu projelerin bazıları uygulanması mümkün olmadığından dolayı rafa kaldırılmış, bir kısmı da Sultan’ın tahttan indirilmesiyle uygulanamamıştır. Her ne kadar bu projeler uygulanamamış olsa da gelecek nesillere ufuk kazandırması bakımından önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.

Diğer İçerikler